Antalya Güncesi. Elektronik kitaplığımdaki dergi ve süreli yayınları yeniden düzenlemekten yorulunca, [ara not: başlık (klasör) sayısı: 40 dosya sayısı: ceman 30 bin yayınların toplam boyutu: 30 GB Şimdiden yıllar boyu okusam bitiremeyeceğim denli yapıt biriktirmişim. Ne bitmez bir uğraştır bu benimkisi: Noksan dosyaları araştır; yeni çıkanları indir ve güncelle, yeni yayınlar keşfet. Bir de bakmışsınız gün biteyazmış, akşam oluvermiş.] gecenin ilerleyen saatlerinde, göz kapaklarım artık kendilerini kapatmak istedikleri iletisini bildirdiğinde, televizyondaki konuşmacıya kulak kesilmişim. Mesleği farmakoloji olan zat, mealen Artık olanı aktarmak üzere okumak devri geçmiştir; olanı ve kendimizi aşmayı hedefleyerek okumalıyız diyordu. Tartışma programının daha önceki dakikalarında, buluşçu N. Tesla ve keşiflerinden uzun uzadıya bahsedilmiş; çağımızda kullandığımız birçok teknolojiyi Tesla'ya borçlu olduğumuz anlatılmıştı. Ampulü keşfeden Edison'un bahsi, ikilinin arasındaki rekabet bağlamında geçtiydi. Öğleden sonra okuduğum bir yazıda, bilimsel ilerleme ile dinsel dogma arasındaki çelişkinin temelinde Tanrının Yanılmazlığı (metindeki ifadeyle güvenilirliği) sorunu olduğu belirtiliyordu. [Felsefi, gerçek ya da sanal] Çözülecek bir problem daha çıktı diye içten içe sevindim. Demek ki, Tanrının yanılabileceğini ve yalan söyleyebileceğini kabul eden yeni dinler gerekliydi. Açıkça ifade edeyim ki, beyaz yalanlar söyleyen romantik tanrı fikrine bayıldım. Daha sonraları, Bilgi Toplumu, Bilişim Teknolojileri, Biyolojik Yenilikler, Mühendislik
Tasarımları gibi konulardaki haber ve yazılara göz atıyordum. Hükümet (Türk Hükümeti) bilgi toplumu stratejisi temalı yeni bir portal açmıştı. Yayınlanan çalışma belgelerini (mevcut durum raporları, toplantı özetleri, ülke sektör araştırmaları) her ay güncelleyerek yayınlıyordu. Ülkenin 2023 vizyonu gereğince, yüzlerce milyar liralık enerji (elektrik) açığı mevcuttu. Bu ay elektrik ve doğal gaz fiyatlarında artış yapılmaması kararlaştırılmıştı. Gelecek ay ödeyeceğim elektrik faturası için bankaya otomatik ödeme talimatı verdiğimden içim huzurla doluydu ancak yirmi yıl
kadar önce okuduğum Bangemann raporundan [1994-1995 olmalı] aklımda kalanları düşünüyordum.
