'Edebiyat Ortamı' öykü yıllığı verdi
Yazan TUNA ACAR | |
12.07.2012 16:10 | |
Edebiyat Ortamı dergisinin Temmuz-Ağustos sayısı bir sürprizle okurları selamladı
Edebiyat
Ortamı dergisinin Temmuz-Ağustos sayısı bir sürprizle okurları
selamladı. Derginin yeni sayısında 295 sayfalık ‘Öykü Yıllığı 2012’
okura dergiyle birlikte ulaştı. Sadık Yalsızuçanlar’ın hazırladığı
yıllık, derginin, geçen sene verdiği öykü yıllığının devamı niteliğinde.
Yıllıkta, Türkiye’de öykü birikiminin gün geçtikçe zenginleştiği, dilin
çeşitlendiği, dergiler ve kitaplar açısından dinamik bir dönem
yaşandığı vurgulanıyor. Geçen yıl yayınlanan öykü kitaplarının bir
listesinin de verildiği yıllıkta, çeşitli dergi ve yayın organlarında
yer almış öykü kitapları değerlendirmeleri bir araya getirilmiş.
İz bırakan öykülerden tadımlık işler
Yıllıkta
ayrıca Mustafa Başpınar ‘2011’de Öykü Kitaplarına Dair Bir Okuma
Çalışması’ yapıyor. Yılmaz Yılmaz’ın öykü soruşturmasında ise Abdullah
Harmancı’dan Hüseyin Alemdar’a, Nihan Kaya’dan Yıldız Ramazanoğlu’na pek
çok yazar, kısa değerlendirmeler eşliğinde, en sevdikleri öykülerin ve
diğer verimlerin birer listesini veriyor. Yıllıkta ayrıca Ali Haydar
Haksal, Necati Mert, Rasim Özdenören, Asiye Yücel, Cemal Şakar, Sibel
Eraslan’ın da aralarında bulunduğu pek çok yazarın birer öyküsü okura
sunuluyor.
Öykü karakterleri niye hep suskun!
EDEBİYAT
Ortamı öykü yıllığında durum böyle. Edebiyat Ortamı dergisine
gelince... Sadık Yalsızuçanlar geçen ay hayata veda eden Abdurrahim
Karakoç’un ardından bir yazı kaleme almış. Şöyle diyor: ‘Karakoç sadece
usta bir yergici değil, Aşık Yunus gibi arifane ve aşıkane bir söyleyiş
eriydi.’ Pek çok kalemin şiir ve çeşitli konulardaki yazılarıyla
katıldığı derginin söyleşi konuğu ise genç şair ve yazar Kahraman
Çayırlı. Pek çok dergide öykü ve şiirleriyle yer alan genç kalemle
sinemadan televizyona, öyküden şiire geniş yelpazeli bir söyleşi
yapılmış. Söyleşinin bir yerinde şöyle diyor Çayırlı: ‘Ben kafamdaki
Türk şiirini anlatmaya çalışayım biraz. Bir kere çok kapalı, imgelere
boğulu, fazla bireyci ki öyküde de geçerli bu. 90’lardan beri öykü
karakterleri konuşmuyor. Onun için sadece diyalog olarak ilerleyen
öyküler yazmak istiyorum. Tasvir, tasvir tasvir... Ama hareket yok.
Şiirde de tabi içinden geldiği gibi yazacak şair ama okuyana da bir şey
geçmeli, değil mi?’ www.edebiyatortami.com
StarGazete |