13 Temmuz 2013 Cumartesi

Antalya Güncesi

Üniversiter yaşam. Bu yıl haziran ayında üniversite sınavına giren öğrencilerin aldıkları puanlar belli olduktan sonra, öğrencilerin nerede öğrenim görmek istedikleri tercih listelerini doldurma maratonu başlamıştı. Önümüzdeki hafta sonuna dek bu maraton sürecek; o ana dek öğrenciler yaşamlarındaki en önemli konulardan birini karara bağlamış ve tercih listelerini yollamış olacaklar. Kentiçinde, otobüs ve minibüslerde rastladığım öğrencilerin ellerinde, Türkiye'deki  yüksek öğretim programlarını gösterir, kalınca bir kitap, haldır huldur listeleri tartışıyorlar. Bir pür-telaş içindeler aman hiç sormayın. Orası bana yüksek gelir; şurasını zaten yazdım; berisi MF puanıyla alıyor; ben hukuk istiyordum puanım yetmedi; fişmekân okulun yüzdeliği tam bana göre. Otuz yıl önce alınan puanın yüksekliği en önemli etmen iken, günümüzde yüzdelik dilimleri yani öğrencinin ilk yüzde kaça girdiği ehemmiyet arzediyormuş. Duyduklarımı hulâsa ideyim: Antalyalı genç kız öğrencilerin çoğu yüksek okul tahsili için yaban ellere (read as: ildışına!) gidecekler. Eşzamanlı olaraktan yazılı ve görsel medya da konunun önemini kavramış olmalı ki, hangi televizyon kanalını zaplasam, bir üniversite rektörüne ya da bir yüksek okul temsilcisine dek geliyorum; kuruluşunun reklamını veya tanıtımını yapan; hangi gasteyi açarsam açayım, tam sayfa ilanlarla karşılaşıyorum, yeni ya da birkaç yıl önce açılmış yüksek öğrenim kuruluşlarını tanıtan. İlan ve haberlerde, yüksek öğrenim kuruluşlarının olanakları; programları; kadroları; burs tipleri; konaklama ve iaşe koşulları albenili olarak veriliyor. Yıllık öğrenim ücretleri 5000 avro, 10 000 TL dolaylarında. Ezcümle: Geleceğin Türkiyesi'ni yönetecek ve kuracak yeni kuşağın önünde engebeli, meşakkatli ve zorlu bir yol görüyorum.