15 Temmuz 2013 Pazartesi

Antalya Güncesi

  • Çoğu kişi bilir, bilmeyenler için tekrarlayayım. Çankaya, Türkiye'nin başkenti olan Ankara kentinde bir ilçedir. Cumhurbaşkanının köşkü bu ilçededir. Antalya'da Çalkaya adlı bir semt vardır. Benim oturduğum mahalle Muratpaşa ilçesinin Güzeloba mahallesidir. Sevgili, sayın veya saygıdeğer turist kardeşler: Türkiye Cumhurbaşkanını ziyaret etmek istiyorsanız lütfen Ankara'daki Çankaya ilçesini ziyaret ediniz! Çankaya Köşkünü bulup randevu isteyiniz!
  • Koyun ve keçilerimiz de vardır. Her sabah 7-8 arasında 60-70 keçi (Karakeçililerden :) ) otlamak üzere dolaştırılırken bizim bölgelerden de geçerler. Bunları fark eden köpekler ulumaya başlar. Yanlarındaki çoban köpeklerine karşı yapabilecekleri hiç bir şey yoktur çünkü. Sürünün çobanı beni her gördüğünde selam verir. Ben de birkaç dakika günün mana ve ehemmiyeti konularında konuşurum. Yün kırkma mevsimi gelmiş; şu kahverengi olanın cinsi nedir? ... kabilinden.
  • Hemen her sabah kuşların şakıması ile uyanırız buralarda. An olur, kentin bütün gürültüsünü bastırır cıvıltılı ötüşleri. Çoğu kez fark etmeyiz ancak o başka fasılın konusu.
  • Yöneticilerden Oktay'ın da 15 kadar kedisi vardır. Ancak esas Oktay'ın babası kedi düşkünüdür. Kendisini kedilere adamıştır desek mübalağa sayılmaz. O kadar uslu, o kadar tatlı kedilerdir ki, sizden hiç kaçmazlar, çağırdığınızda hemen gelirler ve kucağınıza, dizinize oturuverirler. Hele bir sarı kedi var ki, gözleri altın sarısı. Beni görür görmez hemen boynuma atlar; sarılır.
  • Akşam saatlerinde kahvemi hazırladıktan sonra balkonda kitabımı okumaya otururum. Bu saatler, sabah işe gidiş saatleri gibi hareketli olurlar. Arka mahallenin genç kızlarından Aylin ile Melike her akşam, yakınımızdaki markete gelirler ve dondurma alırlar. Bana mutlaka selam verirler; hatırımı sorarlar. Ben de çok mütehassıs olurum, bakınız derim içimden, Vefa'nın İstanbul'da bir semt adı olmaktan gayrı anlamlarını duyumsayıp. Vakti zamanında apar topar bizim mahallede oturdukları evden çıkmak zorunda kaldılardı da dört - beş gün işi gücü bırakıp onlara kiralık ev aradıydık. Hatta bizim sitedeki bir daireyi tutacaktık ki, son dakikada arka mahalledeki evlerine taşındılar. Çok severim ben bu eski meleklerimi.
  • Ne diyordum, haaa, mahallemiz, Kundu turizm yoluna çok yakın. Bu yolun temizlik işleri, turistlere hoş görünmek isteyen büyükşehir belediyesinin deruhtesinde. Bir iki alt sokak aşağı indiğinizde moloz yığınları ve envai çeşit atıkla karşılaşıyordunuz. Taaa ki, birkaç ay öncesinde Muratpaşa belediyesi bu bölgede bir temizlik görevlisi görevlendirene kadar. Görevine başlar başlamaz, emekliliğine üç ay kalmış temizlik işçisi dostumla muhabbete başladık. Esas mesleği aşçılık imiş. Belediyenin temizlik ihalesini kazanan taşeron şirkette çalışıyormuş. Paramızı zamanında alamıyoruz; sigorta pirimlerimiz 3 ay sonra yatırılıyor; dolayısıyla bu işten hiç memnun değilim diyordu. Sabah altıda işine başlardı; akşam beşe dek çok geniş bir alanın temizliğini bitirirdi. Geçen gün genç bir elemana rastladım. Ya dedim, bizim elemanın yerine siz mi geldiniz. Önce, beni tanımadığından kem küm etti, ser verip sır vermeyecek ya, sonra ya şu külüstür muratı olan arkadaştan bahsediyorum. Emekli olacaktı deyince "Haa o mu dedi otelde aşçılığa başladı". "Hah" dedim "şimdi sevindim işte. bizim elemanın istediği olmuş ya." 
  • Otellerde çalışan elemanların kaldığı otel lojmanları bize çok yakındır. Genç kızlar ve erkeklerin hemen hepsi beni tanır. Kızlardan biriyle kısa bir süre ilişkim oldu. Az kalsın nişanlanıyorduk. Sonunda arkadaş kalmaya karar verdik. Kerataları pek severim; onlar da bana hürmet ederler. 
  • Gelelim içimizdeki Patagonyalılara! Mahallemiz Kundu oteller bölgesine çok yakın. Burada oturanlardan birçoğunun o bölgede çalışmasına şaşmamak lazım. Bu çalışanlardan bir kısmı da yabancı. Örneğin bizim komşumuz Elena Rusya'dan ve bu sektörde çalışıyor. Hakeza Özgür'ün ablası Zarina da öyle. Çok zarif kızdır Zarina. Kendisini pek beğenirim. Her zaman benim hatırımı sorar. Tatyana ile Natalya da ...rus kızlarından. Çok iyi muhabbetimiz vardır. Gene mahallemizde oturan birçok Filipinli kız vardır. Bunların çoğu spa merkezlerinde çalışır. Geçenlerde Kazakistan'dan havaalanı - oteller arasında mihmandarlık yapamak üzere üç genç geldi; onlara kent içinde nerelerde ucuz ve kaliteli yemek yenir gösterdim. Çok hoşlarına gitti. Ne zaman görüşsek konuşmaya dalarız.
  • Dört ay kadar önce bizim komşu, kaybolan kedisini ararken, otel lojmanlarının karşısında küçük bir yavru köpek peşine takılmış. Ne yapsa kurtulamamış. Komşu da köpek yavrusunu aldı ve besleyip büyüttü. O kadar sevimliydi ki, her gören sevmek, okşamak istiyordu. Yaramaz çok sevimliydi ve aynı zamanda çok zekiydi. Komşu yumoş adını verdiydi; çocuklar pamuk; benim eski melekler de şeker diyorlardı. İlk başlarda kafasını kaldıramıyor ve yukarıdan balkondan ünlediğimizde bize bakmayı bilmiyordu. Sitenin demirbaş köpeği Sandy, buna resmen annelik yaptı, giderek Sandy ne yaparsa taklit etmeğe başladı. Daha evvel kucağımıza alıp sevebilirken, sonraları tombullaştı; ele avuca gelmez oldu, gene de sevimliliğinden bir şey kaybetmedi. Kedilerle ve güvercinlerle oynaşmalarını ayrı bir fasılda geçeceğim.
  • Mahallemizde kargalar yüksekten uçar. Dahası mahallemizin bir de şahini var. Güvercin ve kumrularla (!?) oynaşmalarını da uygun zamanda anlatırım.
  • Komşu Mehmet'in arkadaşı ile tanıştık. Mesleği barmenlikmiş. "Avrupa'da ömrümüz barlarda geçerdi." deyince "Antalya'da doğru düzgün bir bar yok" dedi. Mesleğini yurtdışında yapacakmış. Cavit'i de yaban ellere kaptırdık.
  • Sitemize yeni taşınan komşumuz, yeni edindiği dizüstünde, nasıl becerdiyse, ekran ayarını bozmuş; görüntüler doksan derece yana yatmış görünüyor. Birkaç dakikada sorununu çözdüm. Bilgisayarcıyı burada nerden bulacaktı?
  • Birkaç aydır farkettiydim, zaman zaman mutfağın bir kısmında ıslaklık oluşuyordu. Sıcaklarla kurusa da rahatsızlık verici bir durum yani. Nihayet geçen gün sızıntının kaynağını araştırınca mutfak bataryasının alt borusunun su kaçırdığını saptadıydım. Hemen bir leğen koyup sorunu geçici olarak çözdüydüm. Bugün de bataryanın montajını yapan elektirikçiyi arayıp durumu anlattım; öğleden sonra geleceklerini bildirdiler. Akşam oldu; gece indi; gelen giden yok. (Sürecek)